top of page

godfather üçlemesi: içimizdeki apollonia'nın ölümü

  • Yazarın fotoğrafı: Cemile Büşra Gür
    Cemile Büşra Gür
  • 11 Kas
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 11 Kas


ree


Bazı filmler sadece izlenmekle bitmez; zamanla içimizde bir yankıya dönüşür.

The Godfather da benim için tam olarak böyle...

Üç bölümden oluşan bu seride anlatılan yalnızca bir mafya ailesinin hikâyesi değil; insanın kendi içindeki ışıkla, vicdanıyla ve kaderiyle olan çatışmasının da hikâyesidir.


Vito Corleone, İtalyan göçmeni bir ailenin Amerika’da kök salan lideridir. Gençliğinden itibaren çevresini zekâ ve incelikle inşa etmiş, otoritesini kaba güçle değil, stratejiyle kurmuştur. Onun dünyasında “aile” bir kurum değil, bir inançtır.


Filmde aile yapısı, suçun ortasında bile bir düzen duygusu taşır. Her şey dağılırken

dahi düzen ayakta kalır; çünkü düzen, karakterlerin üstündedir. Vito’nun oğulları bazen bu düzenin dengesini bozar fakat hiçbir zaman saygınlığı sarsamazlar. Çünkü bu ailede herkesin kişisel zaaflarının üstünde bir değer vardır: “Corleone” olmak.


Michael Corleone başlangıçta ailesinin kirli işlerinden uzak durmak ister; eğitimiyle, disipliniyle, savaşta kazandığı onurla “temiz” bir yaşam kurmanın hayalini taşır. Fakat hayat, bazen insanı tam da kaçtığı yere sürükler, adeta kendini ispatlaması için ona bir oyun kurar. Michael babasının suikasta uğramasından sonra adım adım suç dünyasının içine çekilir. Restoran sahnesinde, Solozzo ve McCluskey’yi öldürdüğü o an, artık dönüşün mümkün olmadığını anlarız. Bu cinayet, sadece iki adamın değil, Michael’in vicdanının da ölümüdür.



apollonia'nın filmde ilk defa görüldüğü sahne /  yıldırım gibi vurulmak
apollonia'nın filmde ilk defa görüldüğü sahne / yıldırım gibi vurulmak

Cinayet sonrasında Michael Sicilya’ya sığınır. Burada korumaları Calò  ve

Fabrizio ile yürüyüşleri esnasında Apollonia'yı ilk kez görür ve güzelliğinden hemen etkilenir. Bu güzel genç kadının kim olduğunu öğrenmek ister. Calò ve Fabrizio, Michael'a İtalyanların "yıldırım" dediği şeyin çarptığını söylerler. Bu sahnede Michael ve Apollonia arasında hiçbir konuşma geçmez. Buna rağmen oyunculuklar o kadar başarılıdır ki ikili arasındaki o büyülü duygu seyirciye fazlasıyla geçer.







apollonia ve michael düğünlerinde / 1947
apollonia ve michael düğünlerinde / 1947



Apollonia ilk başta ona karşı çok utangaç görünür ama birkaç görüşmeden sonra canlı doğasını gösterir. Evlilikleri, birbirlerini çok az tanıyor olsalar bile güzel bir şekilde seyreder. Çift tutkulu olarak tanımlanır. Michael ona İngilizce'yi ve araba kullanmayı öğretir.



" İngilizce biliyorum. Pazartesi, Salı, Perşembe, Çarşamba, Cuma, Pazar, Cumartesi. "

―Apollonia Vitelli 



Apollonia neşeli ve tutkulu genç bir kadın. Michael onun bu özelliklerini çokça takdir eder. Michael, kardeşi Sonny'nin öldürülmesinden sonra güvenliğinden endişe duyduğu için kaldıkları yerden taşınmaya hazırlanırken Apollonia; Michael'i etkilemek ve ona yeni edindiği sürüş becerilerini göstermek ister. Arabayı çalıştırdığında ise bilmeden Michael için arabaya yerleştirilmiş bombayı ateşler ve ardından gelen patlama anında hayatını kaybeder.



“Harika ve güzeldi. Onu sevdim. Sonra öldü. Güvendiğim korumam arabamın içine bir bomba yerleştirdi. Benden önce o sürdü.”


— Michael Corleone



Bir suikast, bir ihanet, bir ölüm…

O patlamayla birlikte Apollonia ölür.

Michael’in içindeki ışık sönmüştür, bunun dönüşü yoktur.

Michael, Apollonia'sını kaybettikten sonra kendisinden geriye kalanı korumak için ruhuna bir zırh geçirir. Apollonia'nın ölümü, Michael'ı intikam susuzluğuna sahip kontrol edilemez bir adam haline getiren bir dizi olayın harekete geçmesine neden olur. Michael'ın bu tutumu, Corleone ailesinin kendi kendini yok etmesine neden olur. Kardeşi Santino'nun öldürülmesi ve babası Vito'nun suikast girişimiyle de birlikte, Appolonia'nın ölümü Michael'ın acımasız ve intikamcı bir mafya adamına dönüşmesine neden olan dönüm noktalarından biri olur.

Michael, tüm bu acıları adeta birer basamak olarak kullanır fakat basamakları çıkmak onun için her zaman yükselmek anlamına gelmeyecektir.


Apollonia: Masumiyetin Adı

Apollonia yalnızca bir karakter değil, bir simgedir.

O, insanın içindeki masumiyetin, teslimiyetin, dokunulmamış saflığın adıdır.

Michael onu kaybettiğinde, sadece bir kadını değil; kendi içindeki Apollonia’yı da yitirir.

Herkesin bir Apollonia’sı vardır — belki bir duygu, bir parıltı, bir niyet.

Onu korumakla yükümlüyüz çünkü kaybettiğimizde, artık neye dönüşeceğimizi biz bile bilemeyiz.



apollo belvedere / vatikan müzesi / leochares
apollo belvedere / vatikan müzesi / leochares




Apollon ve Apollonia: Işığın İki Yüzü

Apollonia ismi, köken olarak Apollon’dan gelir — müziğin, şiirin, sezginin ve ışığın tanrısı Apollon.

O, hem şifadır hem ateş; hem iyileştirir hem yakar.

Michael’in Apollonia’sı da böyledir işte: hayatına girer, içini aydınlatır, sonra yokluğuyla yakar. Belki de bu yüzden Apollonia’nın ölümü, Michael’in içindeki ışığı söndürür.









Michael yanıldı, her insan gibi.

Yanıldı çünkü Apollonia'yı kaybettiğinde biteceğini zannetti güzelliğin.

Oysa devam eden, yaşamda güzellik namına sürüp giden nice şey vardı, Michael'in gözleri bu güzellikleri, babasından ona kalan değerleri görmez oldu.


Michael'in nezdinde bizler için de içimizdeki Apollonia'yı kaybetmememizi dilerdim, 

Fakat biliyorum ki kaybedeceğiz, eminim kaybedeceğiz!

Sorum da, derdim de bu zaten: 

Onu kaybettikten sonra bile nasıl koruyabiliriz?

Sanki hep varmış gibi...


İnsan bir kez sever, yalnızca bir kez: Sevmeyi öğrenirken...

Öğrendiğinde, insan sevmek eylemini artık tanımlayabildiğinde, Apollonia düşer, yalnızca bir sevmişlik hali kalır geriye. Böylece Apollonia artık bir tavır olarak kişinin benliğinde yerini bulur ve aşk bir daha asla kişiye indirgenemez. Acılar içinde de olsa doğrulukla, onurla yaşamanın bir gerekliliği olarak; bir iradesi, bir tavrı, ifadesi olarak var olacaktır o.

Bir sevmişlik hali, böylece kişinin bakışlarına miras kalacak ve gözlerinin değidiği her şeyi güzelin rengine boyayacaktır.


Son olarak söylemek isterim ki,

Apollonia'dan uzak düşmek, memleketinden sürgün edilmek gibidir.

Kişi hep bir özlem ve gurbet hali ile tarif edecektir yaşama deneyimini artık.

Fakat sanat zaten bu noktada buluşturur bizleri.


Aşıklar, aslında gurbette olmaları bakımından hep bir aradadırlar.

Yüreklere dokunan her ezgi, bu yüzden aynı yere çağırmaktadır onları.

Türküler, ağıtlar ve şiirlerin her biri kayıp Apollonia’ların birer yankısıdır.


Aşk belki de bu yönüyle bir memleket özlemi; bir gurbet hikayesi olarak tanımlanmaktadır.





Michael'in oğlu Anthony'nin 1980'de Sicilya'ya döndüğünde onun için seslendirdiği Sicilya baladı "Brucia La Terra" Michael'a Apollonia'sını hatırlattı. Michael, hayatı boyunca Apollonia'yı gerçek aşkı olarak gördü ve onun ölümünden asla tam anlamıyla kurtulamadı.





11 Kasım 2025, Salı

Aksaray


































 
 
 

Yorumlar


bottom of page